25 Ekim 2019

Kanun Teklifi

Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM´ye Sunuldu.

"Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" 24/10/2019 tarihinde TBMM’ye sunuldu.

Teklif yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 45 maddeden oluşmakta olup, bu maddeler Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında değişikliğe uğrayabilir.

Söz konusu Teklif ile yapılması öngörülen vergi düzenlemelerine özetle bu sirkülerimizde yer vermekteyiz. Konuya ilişkin detaylı sirkülerimizi ilerleyen günlerde yayınlayacağız.

Kanun Teklifi ile;

  • Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından Türkiye’de sunulan dijital hizmetlerden elde edilen hasılata %7,5 oranında Dijital Hizmet Vergisi getirilmektedir. Dijital hizmet sağlayıcılarının, Gelir Vergisi Kanunu ya da Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam ya da dar mükellef olmasının veya dar mükellefiyet durumunda söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan işyeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesinin mükellefiyet açısından bir etkisi olmayacaktır. (Detaylı bilgi için 24/10/2019 tarihli "Dijital Hizmet Vergisi ve Türkiye'de Dijital Ekonominin Vergilemesi Konusunda Gelişmeler" konulu yazımızı inceleyebilirsiniz.)

  • Kambiyo muamelelerinde BSMV Oranı binde 1'den binde 2'ye yükseltilmektedir.

  • Konaklama vergisi getirilmekte olup; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane ve kamping gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetten yararlananlara sunulan yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, plaj, termal ve benzeri alanların kullanımı hizmetleri gibi diğer tüm hizmetlerin, verilen hizmetin bedeli üzerinden, %2 oranında vergiye tabi tutulması öngörülmektedir. Ancak, 6802 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeyle, 31/12/2020 tarihine kadar konaklama vergisinin oranının %1 olarak uygulanması öngörülmektedir.

  • Gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ve %40 oranı eklenmektedir. Buna göre, mevcut tarifenin ilk dört dilimi korunmak suretiyle 500.000 TL'ye kadar gelir elde eden grupların vergi yüklerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

Öngörülen vergi tarifesi aşağıdaki gibidir:

18.000 TL'ye kadar

15%

40.000 TL'nin 18.000 TL'si için 2.700 TL,  fazlası

20%

98.000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL, (ücret gelirlerinde 148.000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL), fazlası

27%

500.000 TL'nin 98.000 TL'si için 22.760 TL, (ücret gelirlerinde 500.000 TL'nin 148.000 TL'si için 36.260 TL),  fazlası

35%

500.000 TL'nin 500.000 TL'si için 163.460 TL (ücret  gelirlerinde 500.000 TL'nin 500.000 TL'si için 159.460 TL),  fazlası

40%

 

  • Gelir vergisi tarifesinin 4 üncü gelir diliminde yer alan tutarın (500 Bin TL) üzerinde ücret elde edenlerin beyanname vermesine imkan sağlanmaktadır. Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamının, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutan aşmaması, ancak, bu ücreti ile ilk işverenden alınan ücret geliri toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutan aşması halinde de bu gelirler beyan edilecektir.

  • Ayrıca yine gelir vergisi tarifesinin 4 üncü gelir diliminde yer alan tutarın (500 Bin TL) üzerinde telif kazancı elde edenlerin, GVK’nın 18 nci maddesinde düzenlenen istisnadan faydalanamamaları ve beyanname vermeleri öngörülmektedir.

  • Çalışanlara, toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçları temin edilerek verilmekte olan 10 TL’ye kadar taşıma bedelinin istisna, üzerinin ücret olarak kabul edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca bu tutarın yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle yeniden belirlenmesini teminen yetki alınmaktadır.

  • İşletmelerin kiraladıkları veya iktisap ettikleri binek otomobillerin giderlerinin vergi matrahının tespitinde indiriminde kısıtlamalara gidilmektedir.

Buna göre;

  1. Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadarlık kısmının,

  2. Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmının,

  3. Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla % 70’inin,

  4. Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının,

ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi yönünde düzenleme yapılmaktadır. Ayrıca, 193 sayılı Kanunun 40/7 nci madde hükmünde yapılan değişikliğin uygulamasında, bentte yer alan söz konusu tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağından gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespitinde binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutarların dikkate alınacağı düzenlenmektedir. Bu suretle, her bir binek otomobilinin iktisap edildiği tarihte yürürlükte bulunan 193 sayılı Kanunun 40/7 nci maddesindeki tutar dikkate alınarak binek otomobilinin faydalı ömrü süresince gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespit edilmesi ve bu tutarın yıllar itibarıyla yeniden değerleme nedeniyle değişmemesi sağlanmaktadır.

 Ayrıca yukarıda yer verilen kısıtlamaların, serbest meslek erbabına ait binek otomobillerin giderlerine de uygulanması amacıyla GVK 68 inci maddede de benzer değişiklikler yapılmaktadır.

 

  • İcra ve İflas Kanunu ile Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dahil) ödemekle yükümlü olanlar, ödemenin avukatın müvekkiline yapılması durumunda ise müvekkil tarafından, gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülüyor.

  • Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini sağlayan uygulamada kolaylık sağlanmaktadır. Buna göre, vergi beyannameleri ibaresi, maddede sayılan beyannamelerle sınırlanmaktadır. Bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere ilişkin ödeme koşulu da gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekilmektedir. Bu nedenle zamanında verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin zamanında ödenmemesi durumunda ihlal sayılmayacak eksik ödemeler hükmü madde metninden çıkarılmaktadır. Ayrıca, düzenlemeyle, mahsuben yapılan ödemelerde, daha sonra yapılan tespitler üzerine mahsuben ödenmek istenen tutarın %10'una kadar yapılan eksik ödemelerin indirimden faydalanılmasına engel teşkil etmemesi sağlanmaktadır.

  • İzaha davet edilenlerin izahta bulunma süreleri ile beyanname verme ve ödeme süreleri 15 günden 30 güne çıkarılmaktadır. Ayrıca,  kullanılan  sahte  veya  muhteviyatı  itibarıyla  yanıltıcı  belge  tutarı,  bir takvim yılında 100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5'ini aşmayan mükelleflere maddede yer alan şartlar dahilinde ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmektedir (Diğer taraftan söz konusu vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışında tutulmaktadır).

  • Vergi cezalarında indirimi düzenleyen 376 ncı maddede değişiklik yapılarak,  vergi ziyaı cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı %50 olarak belirlenmektedir. Ayrıca, aynı düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dahilinde %25 oranında indirimden yararlanılmasına imkan sağlanmaktadır.

  • Vergi Usul Kanununun mülga 379 uncu maddesi "Kanun yolundan vazgeçme" başlığıyla yeniden düzenlenmektedir. Bu kapsamda, yargılama aşamasında mükelleflerin istinaf veya temyiz yolundan vazgeçmeleri halinde verilen karara göre, dava konusu edilen verginin bir kısmı ve/veya cezanın bir kısmı ya da tamamından vazgeçilmesi ve idarece de ihtilafların sürdürülmemesi yönünde düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde tahakkuk eden vergi ve cezaların vadesi geçirilmeksizin gecikme faiziyle birlikte ödenmesi halinde ayrıca indirim yapılması öngörülmektedir.

  • Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcının, emlak vergisi değerinin yanı sıra ilgili mevzuatının verdiği yetkiye istinaden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenmiş bir değer bulunması durumunda bu değerden de az olmamak üzere gerçek devir ve iktisap bedelinden alınması sağlanmakta, böylece tapuda gerçek durumu yansıtmayan farklı beyanlardan kaynaklanan harç kaybının önlenmesi amaçlanmaktadır.

  • 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin "I-Tapu işlemleri" başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen gayrimenkullerin tapuda satış yoluyla devri işlemine ilişkin tapu harcı oranını, gayrimenkullerin harca esas alım satım bedellerine göre farklılaştırmaya yönelik Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.

  • Değeri 5 milyon TL ve bu tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlardan "Değerli Konut Vergisi" alınması öngörülmektedir.

  • Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlere uygulanan gelir vergisi istisnası kaldırılıyor.

  • Gelir Vergisi Kanununun sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılacak gelir vergisi tevkifatı oranlarını belirleyen geçici 72 nci maddesinin uygulama süresi 31/12/2019 tarihinden 31/12/2023 tarihine uzatılmakta ve lig usulüne tabi spor dallarında en üst liglerdeki sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan tevkifat oranı %20 olarak belirlenmektedir.  

Saygılarımızla,

 

Söz konusu Kanun Teklifine aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

https://www.verginet.net/Dokumanlar/2019/Kanun-Teklifi-2-2312.pdf

Local Partner Consulting

Burada yer alan bilgiler belli bir konunun veya konuların çok geniş kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel çerçevede bilgi vermek ve yorum yapmak amacını taşımaktadır. Bu bilgiler ile amacımız muhasebe, vergi, yatırım, danışmanlık alanlarında veya diğer türlü profesyonel bağlamda tavsiye veya hizmet sunmak değildir. Bilgileri kişisel finansal veya ticari kararlarınızda yegane dayanak olarak kullanmaktan ziyade, konusuna hakim profesyonel bir danışmana başvurmanız tavsiye edilir.